The boy I saw searching through the garbage can said that he had not eaten anything for four days.
- Çöp tenekesini incelediğini gördüğüm çocuk dört gündür bir şey yemediği söyledi.
The garbage collector comes three times a week.
- Çöp toplayıcı, haftada üç kez gelir.
There's a lot of trash on the far bank of the river.
- Nehrin uzak kıyısında bir sürü çöp var.
Do you know what you are? Trash!
- Ne olduğunu biliyor musun? Çöp.
Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
- Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
Get the rubbish out of the building.
- Çöpü binadan çıkarın.
You mustn't throw litter in the street.
- Sokağa çöp atmamalısın.
The public is requested not to litter in these woods.
- Vatandaşların ormana çöp dökmemeleri rica olunur.
Tom emptied the waste basket.
- Tom çöp kutusunu boşalttı.
There was a strange, foul-smelling brown liquid in the waste basket.
- Çöp sepetinde garip, kötü kokulu kahverengi bir sıvı vardı.
Tom needs to get rid of a lot of junk.
- Tom'un bir sürü çöpten kurtulması gerekiyor.
He stuck a straw into an anthill.
- O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu.
The last straw breaks the camel's back.
- Devenin belini kıran son saman çöpü.