Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Определение ärgerlich в Немецкий Язык Турецкий язык словарь
- (Gramer) (über etw./jdn. + A) bir şey için / birisi için öfkeli, hiddetli olmak
- (Gramer) (auf etw./jdn. + A) bir şeye, birisine dargın, kızgın olmak, canı sıkılmak
- (Gramer) (wegen etw./jds. + G) bir şey, birisi nedeniyle öfkeli olmak
- kızgın, öfkeli, hiddetli; dargın, kızgın; can sıkıcı, nahoş
- çıldırtan
- can sıkıcı
Определение ärgerlich в Английский Язык Турецкий язык словарь
- cross
- {i} çapraz
Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz.
-When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.
Tom çapraz ateşe yakalandı.
-Tom was caught in the crossfire.
- annoying
- kızdırarak
- annoying
- musallat
- annoying
- baş ağrıtıcı
- annoying
- sinirlendirici
- annoying
- {i} sinirlendirme
- annoying
- can sıkıcı
Ailem aptal şeyler hakkında tartışmayı sürdürüyor. Bu çok can sıkıcı!
-My parents keep arguing about stupid things. It's so annoying!
İnsanlar iş yerlerinde cinsel ilişkide bulunduğunda, bu can sıkıcıdır.
-It's annoying when people make out at work.
- annoying
- {f} sinirlendir
Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?
-Why are you annoying your sister?
- annoying
- taciz edici
- annoying
- {s} başağrıtıcı
- annoying
- {s} rahatsız edici
Bitişik komşudan gelen müzik yüksek ve rahatsız ediciydi.
-The music coming from next door was loud and annoying.
Ses rahatsız edici ama insan vücudu için zararsızdı.
-The sound was annoying but harmless to the human body.
- annoying
- {s} göze batan
- annoying
- {s} sıkıntılı
- annoying
- {s} sıkıntı veren; sinir bozucu, sinir
- annoying
- {s} kızdırıcı
- cross
- {s} çaprazlama
Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz.
-When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.
Bir kamyon yolun ortasında çaprazlamasına durdu.
-A truck stopped crosswise in the middle of the road.
- cross
- {i} artı işareti
Связанные Термины
Определение ärgerlich в Немецкий Язык Английский Язык словарь
- irritating
- cross
- galling
- fretful
- pesky
- annoyedly
- annoyed (person)
- annoying
- vexedly
- vexed
- resentful
- annoyıng
- irksomely
- vexing
- vexingly
- ärgerlich auf / über
- angry (at; about)
- ärgerlich sein
- to be put out
- ärgerlich werden
- to get irritating
- 'Hättest du mir das früher gesagt!', rief er verärgert/ärgerlich.
- 'If only you had told me earlier!' he exclaimed annoyedly/vexedly
- Das Ergebnis ist teils belustigend, teils ärgerlich.
- The result is partly/part amusing and partly/part annoying
- Das ist aber auch zu ärgerlich!
- That really is annoying!
- Es war ganz schön ärgerlich.
- It was a bit a peeve
- Ihre Stimme klang ärgerlich.
- Ther was an edge to her voice
- Wie ärgerlich!
- Bother!
- Wie ärgerlich!
- Botheration!
- auf jemanden ärgerlich sein
- to be annoyed at somebody
- ein ganzer Haufen (ärgerlich viele, unnötig viele)
- umteen (rare)
- ein ganzer Haufen (ärgerlich viele, unnötig viele)
- umpteen
- über etwas ärgerlich sein
- to be annoyed about something
- über etwas ärgerlich sein
- to be annoyed with something