Tiyatronun arkasında bir otopark var.
- There is a parking lot behind the theater.
Tom otoparktaki her kirli araba ön camına adını yazdı.
- Tom wrote his name on every dirty car windshield in the parking lot.
Saat ondan sonra bu plazada park yapmak yasaktır.
- Parking in this plaza after ten o’clock is prohibited.
Park yapmak bir kâbustur.
- Parking is a nightmare.
Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
- The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
Bir park yeri var mıdır?
- Is there a parking lot?
Tom arabasını bir metro park garajında parketti.
- Tom parked his car in an underground parking garage.
Tom bir park yeri bulamadı.
- Tom couldn't find a parking place.