romantik

listen to the pronunciation of romantik
Türkçe - İngilizce
romantic

I went to the South Pacific for a summer of romantic adventure. - Güney Amerika'ya romantik bir yaz tatili geçirmek için gittim.

I imagined my first kiss would be more romantic. - İlk öpücüğümün daha romantik olacağını hayal ettim.

poetic
romantic; romanticist
Romanesque
poetical
romanticist
dreamy
starry-eyed
poet

The poet Keats belongs to the Romantic school. - Şair Keats, Romantik okula aittir.

He was something of a poet and used to write romantic poems. - O,bir parça şairdi ve romantik şiirler yazardı.

(a) Romantic, (a) Romanticist
escapist
Romantic; of the Romantics
romance

My thirteen year old girl loves to watch romance movies. - Benim on üç yaşındaki kız romantik film izlemeyi seviyor.

Tom doesn't like reading romance novels. - Tom romantik romanları okumayı sevmiyor.

starry eyed
starryeyed
romantik-komedi
romantic comedy
romantik bir şekilde yazmak
romanticize
romantik duygular
romantics
romantik kimse
romanticist
romantik olarak değerlendirmek
romanticize
romantik olmayan
unromantic
romantik ortam
romanticism
romantik sanatçı
romantic
Türkçe - Türkçe
Romantizm çığırından olan yazar: "Romantikler düş güçleriyle insanın mutluluk sınırlarını araştırırken, kendi açılarından gerçekçiydiler."- N. Cumalı
Davranışlarında duygu ve coşkunun aşırı ölçüde etkisi bulunan
Romantizm çığırından olan yazar
Davranışlarında duygu ve coşkunun aşırı ölçüde etkisi bulunan: "Kardeşimin hayatında oynadığınız rol sizi romantik bir insan gibi bana gösterdi."- H. E. Adıvar
Romantizm ile ilgili
romantik