Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
- This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
- The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
- I am sure you will take an active role in your new position.
Çevirmenin ikili bir görevi vardır.
- The interpreter has a double role.
Hepimizin çevresinde pek çok rol modeli vardı.
- There were plenty of role models all around us.
İyi bir rol modelisin, Tom.
- You're a good role model, Tom.
Ebeveynler çocukları için örnek alınan kimseler olmalı.
- Parents should be role models for their children.
Herkes komik roller oynamanın diğerlerinden daha zor olduğunu iddia ediyor fakat bu hiç doğru değil. Herhangi bir alanda, iyi bir iş yapmak her zaman zordur.
- Everyone claims that it's harder to play comic roles than others, but that's not true at all. Doing a good job is always difficult, in any area.
Sami, Leyla'nın oyununda farklı roller oynadı.
- Sami played different roles in Layla's play.
We get role cards in drama class telling us what our characters will be.
... Once again, a grass will play a central role in the story of mankind. ...
... Or perhaps see to it that that role is carried out when this ...