I have an important role.
- Önemli bir rolüm var.
This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
- Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
Tom acted the part of a sailor.
- Tom bir denizci rolü oynadı.
He isn't really sad; he's only acting.
- O gerçekten üzgün değil; o sadece rol yapıyor.
I have an important part.
- Önemli bir rolüm var.
Luck plays an important part in your life.
- Şans hayatınızda önemli bir rol oynar.