İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
- In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
Bir nar bülbülü bir ağaç dalında oturur.
- A robin sits on a tree branch.
Güzel bir kızılgerdan benim odamın pencere eşiğine indi.
- A pretty robin landed on my room's windowsill.
Bu kuşa neden kızılgerdan diyorlar?
- Why is this bird called a robin redbreast?
Benim dini gün sırasında bir füg besteledim ve bir narbülbülü evcilleştirdim.
- During my sabbatical, I composed a fugue and domesticated a robin.
Güzel bir narbülbülü benim odamın pencere eşiğine indi.
- A pretty robin landed on my room's windowsill.