Devasa bir deprem şehrin içinden yardırıp gitti.
- A colossal earthquake ripped through the city.
Ne devasa bir zaman kaybı!
- What a colossal waste of time!
O muazzam bir zaman kaybıydı.
- That was a colossal waste of time.
Ne devasa bir zaman kaybı!
- What a colossal waste of time!
Devasa bir deprem şehrin içinden yardırıp gitti.
- A colossal earthquake ripped through the city.
Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.
- Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss.
The beaches in Hawaii are famous for their huge waves.
- Die Strände auf Hawaii sind berühmt für ihre riesigen Wellen.
Seen from the sky, the river looked like a huge snake.
- Vom Himmel aus sah der Fluss wie eine riesige Schlange aus.