O, kaburgalarıma dirsek vurdu.
- He elbowed me in the ribs.
Komşumuzun bir kaburgası kırıldı.
- Our neighbor has broken a rib.
Tom çatıdan düştü ve üç kaburgasını kırdı.
- Tom fell off the roof and broke three ribs.
Tom, Mary'nin kaburgalarına bir tekme attı.
- Tom gave Mary a kick in the ribs.