resting on top of a beam or structure

listen to the pronunciation of resting on top of a beam or structure
İngilizce - Türkçe

resting on top of a beam or structure teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

upright
dik

O civatayı dik durdurdu. - She stood bolt upright.

Boş torba dik duramaz. - An empty bag can't stand upright.

on top of
-e ek olarak, -in yanı sıra, ile beraber: He's doing this on top of his regular job. Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor. He asked for a
upright
{s} dürüst, doğru. z. dik, dimdik
on top of
ayrıca
on top of
üstüne

Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu. - Tom put his wallet on top of the dresser.

Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir. - A house is built on top of a solid foundation of cement.

on top of
-e ilaveten
on top of
-in yanı sıra
on top of
üstünde

Parmaklığın üstünde iki çocuk oturuyor. - Two children are sitting on top of the fence.

Kedi masanın üstünde oturuyor. - The cat is sitting on top of the table.

on top of
ile beraber
on top of
-e ek olarak
on top of
tepesinde

Dağın tepesindeki hava çok inceydi. - The air on top of the mountain was very thin.

Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu. - St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.

on top of
üstelik
on top of
in tepesinde
upright
namuslu
upright
dimdik

O, dimdik ayağa fırladı. - She stood bolt upright.

upright
dikey
upright
doğru
on top of
-e ek olarak, -in yani sıra, ile beraber: "He's doing this on top of his regular job. - Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor.", "She asked for a promotion, and on top of that she wanted a raise. - Terfiini istedi; bir de üstüne üstlük bir maaş artışı talep etti."
on top of
-in tepesinde
upright
{i} kuyruksuz piyano
upright
(isim) dik duran şey, kale, direk, kuyruksuz piyano
upright
dikine
upright
{i} kale
upright
düz piyano
upright
dikey olarak
upright
dik bir şekilde
upright
dimdik duran şey
upright
dürüst/dik
upright
{s} kalkık
upright
dik olarak
upright
{i} dik duran şey
upright
dik piyano
İngilizce - İngilizce
upright
on top of
Fully informed about, and in control of something; up to speed with

I have sorted out the problems and am now on top of the situation.

on top of
In addition to something else

. . and on top of all that, I got a puncture!.

on top of
Atop
on top of
over all of, over the surface of; in addition to
resting on top of a beam or structure

    Heceleme

    rest·ing on top of a beam or struc·ture

    Türkçe nasıl söylenir

    restîng ôn tôp ıv ı bim ır strʌkçır

    Telaffuz

    /ˈrestəɴɢ ˈôn ˈtôp əv ə ˈbēm ər ˈstrəkʧər/ /ˈrɛstɪŋ ˈɔːn ˈtɔːp əv ə ˈbiːm ɜr ˈstrʌkʧɜr/