Durmadan masum olduğunu söyledi.
- She repeatedly said that she was innocent.
Tom o suçlamaları tekrar tekrar reddetti.
- Tom has repeatedly denied those charges.
Sami tekrar tekrar bıçaklandı.
- Sami was stabbed repeatedly.
Telefon defalarca çaldı.
- The telephone rang repeatedly.
Sana defalarca böyle yapmamanı rica ettim.
- I've asked you repeatedly not to do that.