Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.
- If you flunk this exam, you'll have to repeat the course.
Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
- His repeated delinquencies brought him to court.
Tom'un kendisi tekrarlamaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like to repeat himself.
Tom büyük olasılıkla bu hatayı tekrarlamaz.
- Tom won't likely repeat that mistake.
Tom kimsenin tavsiyesi asla dinlemeyen bir üne sahiptir.
- Tom has a reputation of never listening to anybody's advice.
Geç karar vermesiyle ünlüdür.
- He has a reputation for taking a long time to make a decision.
O, mükemmel şöhretiyle örnek alınacak bir kişidir.
- He is an exemplary person with an excellent reputation.
O skandal onun şöhretine mal oldu.
- That scandal cost him his reputation.