repair teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- tamir
Bu ayakkabıları tamir edebilir misin?
- Can you repair these shoes?
Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.
- I will only buy the car if they repair the brakes first.
- onarım
Tamirci onarımın uzun sürmeyeceğini söyledi.
- The mechanic said the repair would not take long.
Cookie'nin evi onarımdadır.
- Cookie's house is under repair.
- tamirat
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
- onarmak
Mary büyüyen bir erkek fatmaydı ve arabaları ve traktörleri onarmaktan hoşlanıyordu.
- Mary was a tomboy growing up and liked to repair cars and tractors.
Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?
- Is it possible to repair the washing machine?
- tamir etmek
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
- I took the radio apart to repair it.
Bisikletimi tamir etmek 5,000 yen'e mal oldu.
- It cost me 5,000 yen to repair my bicycle.
- {f} tamir et
Saatimi tamir ettirdim.
- I had my watch repaired.
Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.
- After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder.
- {i} hal
- {f} gitmek
- {f} yamamak
- (hatayı) düzeltmek
- gidermek
- {f} telâfi etmek
- {f} zararını ödemek
- {i} durum
- {f} çekilmek
- {i} barınak
- {i} sığınak
- şifa verme
- (Tıp) Tamir (etme)
- {i} tamir, onarma
- {f} düzeltmek
- (Tekstil) rapor
- (Tıp) İyileştirme, şia verme
- repairmantamirci
- tam
Bu ayakkabıları tamir edebilir misin?
- Can you repair these shoes?
Saatimi tamir ettirdim.
- I had my watch repaired.
- (Nükleer Bilimler) tamirat/onarım
- {f} onar
Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.
- My house needs major repairs.
Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.
- After his knee repair, he could walk without pain.
- in good repair iyi hal
- repair shop tamirci dükkânı
- (Askeri) ONARMAK, TAMİR ETMEK: Belirli bir kusuru veya hizmete elverişsizlik durumunu gidermek suretiyle bir maddeyi hizmete elverişli duruma getirmek. Ayrıca bakınız: "overhaul", "rebuild"
- tamir yapmak
- yapmak
Tamir için ödeme yapmak zorunda kalacaksın.
- You're going to have to pay for the repair.
Bu evin çok fazla onarıma ihtiyacı var, onu yıkmak ve yenisini yapmak daha kolay olacaktır.
- This house needs so many repairs, it would be easier to tear it down and build a new one.
- tamiri
- onarm
- repair kit
- onarım kiti
- repair kit
- tamir takımı
- repair shop
- tamirci dükkânı
Sami tamirci dükkanındaydı.
- Sami was at the repair shop.
- repair shop
- tamirci dükkanı
Sami tamirci dükkanındaydı.
- Sami was at the repair shop.
- repair time
- onarım zamanı
- repair-pit
- tamir çukuru
- repair delay time
- onarım gecikmesi zamanı
- repair and maintenance corps
- (Askeri) Tamir ve bakım birlikleri
- repair automaticaly
- Otomatik Onarım
- repair charges
- (Avrupa Birliği) (Annex III) onarım masrafları, tamir giderleri
- repair charges
- (Avrupa Birliği) onarım masrafları
- repair cycle
- (Askeri) TAMİR SAYKILI: Tamir edilebilir bir maddenin sökülmesi veya yerine bir yenisinin takılmasından, çalışabilir halde yeniden yerine takılması veya stoğa alınmasına kadar zamanda geçirdiği aşamalar
- repair cycle aircraft
- (Askeri) ONARIM DÖNEMİ UÇAKLARI: Depo bakımında bulunan veya bakım bekleyen, depo bakımına giden ve gelmekte olan transit durumdakiler de dahil olmak üzere faal envanterdeki uçaklar
- repair instructions
- onarım talimatı
- repair kit
- (Askeri) TAMİR TAKIMI: Bir tali komple parçanın yenileştirilmesi için, genellikle, tek stok numarası altında birlikte dağıtılan parçalar grubunu ifade eden terim
- repair on the job site
- (Askeri) GÖREV YERİNDE ONARIM
- repair part
- (Askeri) YEDEK PARÇA, TAMİR PARÇASI: Bir nihai madde, tali komple parça veya aksamın bakım veya onarımında, bir yere takılacak gerekli herhangi bir parça, tali komple parça veya aksam
- repair pending
- (Bilgisayar) onarım beklemede
- repair service
- (Avrupa Birliği) onarım hizmeti
- repair ship
- tamir gemisi
- repair shop
- tamirhane
Bunu tamirhaneye götür.
- Take it to the repair shop.
Tom kontrol ettirmek için arabasını tamirhaneye getirdi.
- Tom brought his car to the repair shop to have it checked.
- replacement repair
- değiştirme / onarım
- construction repair
- (İnşaat) yapım onarımı
- defect repair
- arıza onarım
- road repair
- yol yapımı
- road repair
- yol tamiri
- ship repair
- (Ticaret) gemi tamiri
- undergo repair
- onarım geçirmek
- undergo repair
- onarım görmek
- mean repair time
- ortalama onarım zamanı
- mean time to repair
- ortalama onarım zamanı
- repairable
- onarılabilir
- repairable
- tamir edilebilir
- repaired
- {f} onar
Bu kırık vazo onarılamaz.
- This broken vase cannot be repaired.
Tom benim için saatimi onardı.
- Tom repaired my watch for me.
- under repair
- onarımda
- dent repair technician
- kaporta tamircisi
- forward repair system
- ileri tamir sistemi
- guarantee repair
- garanti tamir
- maintenance and repair
- bakım ve onarım
- railway repair workshop
- demiryolu onarım atölyesi
- repairable
- onarilabilir
- repairs
- tamir etme
- self repair
- kendini onarmak
- system repair
- sistemini tamir etmek
- under repair
- onarım altında
- windshield repair products
- araba on camı tamir ürünleri
- aircraft repair
- (Askeri) UÇAK TAMİRİ: Bir uçağın veya bazı uçak parçalarının yeniden hizmet görebilecek hale getirilmesi. Ayrıca bakınız: "aircraft rectification"
- aircraft repair
- (Havacılık) uçak onarım
- aircraft repair
- (Askeri) uçak tamiri
- airfield damage repair
- (Askeri) HAVAALANI HASAR ONARIMI: Nükleer olmayan bir taarruzdan sonra hava alanının yeniden faal duruma getirilmesi için gerekli olan ve aşağıdakileri de içine alan bir dizi faaliyet; a. Hasar Değerlendirmesi ve gerekli onarım işlerinin tayini için keşif; b. Patlayıcı maddelerin temizlenmesi; c. Manevra sahaları ve gidiş geliş yolları gibi az kullanılan yüzeylerin onarımı; d. Hava harekatının idaresi için çok önemli olan tesis ve imkanların onarımı. ADR olarak da anılır
- army railroad repair shop
- (Askeri) ASKERİ DEMİRYOLU TAMİRHANESİ: Kara kuvvetlerinin mülkiyeti altında bulunan demiryolu malzemesinin, ulaştırma bakanlığı talimatı dahilinde, ana bakımlarının yapıldığı yer
- base repair
- (Askeri) ANA TAMİR: Bak. "Depot repair"
- battle damage repair
- (Askeri) muharebe hasar onarımı
- be under repair
- tamir edilmek, tamirde olmak
- beyond repair
- tamir edilemeyecek şekilde
- bridge repair
- köprü tamiri
- can you repair the car
- arabayı tamir edebilir misiniz
- can you repair these boots
- bu botları tamir edebilir misiniz
- can you repair these shoes
- bu ayakkabıyı tamir edebilir misiniz
- can you repair this camera
- bu fotoğraf makinesini tamir edebilir misiniz
- can you repair this clock
- bu saati tamir edebilir misiniz
- can you repair this watch
- bu kol saatini tamir edebilir misiniz
- can you repair this while i wait
- ben beklerken tamir edebilir misiniz
- car repair company
- (Askeri) VAGON TAMİR BÖLÜĞÜ: Demiryolu işletmesinde kullanılan bir onarım birliği
- combat essential repair part
- (Askeri) MUHAREBE İÇİN GEREKLİ ONARIM PARÇASI: Muharebe için gerekli bir nihai maddenin veya muharebe hazırlığı halindeki bir silah sisteminin bakımı için zaruri bir işletme onarım parçası. Bu özellikteki maddelerin, ilgili taktik talimname "Onarım Parçaları ve Özel Alet Listeleri" nde gösterilen kalemlerinden olmaları gerekir
- concurrent repair parts
- (Askeri) MALZEME YEDEĞİ ONARIM PARÇALARI: Kara Ordusu ikmal sistemine yeni giren nihai maddelerle birlikte tedarik olunan parçaları. Bunların temininden maksat birlikler nihai maddenin ilk teslim tarihi ile, ikmal kayıtlarının normal bütünleme usulleriyle müteakip tedarike imkan verecek şekilde kurulabildiği tarih arasındaki devrede, ilk dağıtım ve bakım için gerekli cins ve miktarda onarım parçasını temin etmiş olmaktır
- connector repair
- (Otomotiv) konektör tamiri
- cosmetic repair
- yüzeysel onarım
- cryptographic repair facility
- (Askeri) KRİPTO TAMİR TESİSLERİ
- depot repair
- (Askeri) beşinci kademe onarımı
- depot repair
- (Askeri) DEPO ONARIMI, BEŞİNCİ KADEME ONARIMI: Normal olarak, bir menzil sahası veya yurtiçi bölgesi tesisinde, beşinci kademe onarımlarını yapmak üzere özel surette yetiştirilmiş ve teçhiz edilmiş personel tarafından yapılan onarım çalışmaları
- emergency repair disk
- Acil Kurtarma Diski
- fender repair part
- çamurluk onarım parçası
- fifth echelon repair
- (Askeri) beşinci kademe onarımı
- fifth echelon repair
- (Askeri) BEŞİNCİ KADEME ONARIMI: Beşinci kademe bakımında yapılan onarım. Bak. "repair"
- free repair
- (Avrupa Birliği) ücretsiz onarım
- gas mask repair kit
- (Askeri) MASKE TAMİR KUTUSU: Gaz maskesinin başlıklarında ve hortum kısmında geçici tamir yapmak için kullanılan ve içinde lastik yapıştırıcı madde ve şeritler bulunan, ufak tüp şeklinde kutu
- gas mask repair tool set
- (Askeri) MASKE TAMİR TAKIMI: Maskeler üzerinde yetki verilen tamirleri yapmak için kullanılan aletler (yedek parçalar hariç)
- general repair
- normal revizyon
- hair repair
- saç bakımı
- how long will it take to repair
- tamir etmeniz ne kadar sürer
- how long will it take to repair the car
- arabayı tamir etmeniz ne kadar sürer
- in bad/ill repair
- kötü durumda
- in good repair
- iyi durumda
- in want of repair
- tamire muhtaç
- it will take us a day to repair it
- bunu tamir etmek bir gün sürer
- keep in good repair
- düzenli bakımını yapmak
- keep in repair
- düzenli bakımını yapmak
- leakage repair
- sızıntı onarımı
- maintenance and repair branch
- (Askeri) BAKIM VE ONARIM KOLU: Bir mevki, ordugah ve garnizondaki levazım, fenni ve sıhhi tesisler kısmının bir kolu. Bu teşkilat; binaların, diğer inşaat, fenni ve sıhhi tesisler ile bunlar dahilindeki eşyanın bakım ve onarımını yapar
- major repair
- büyük tamir
- major repair
- (Askeri) BÜYÜK ONARIM: Yenileştirmeyi, birçok parçaların değiştirilmesini veya özel aletler kullanılmasını gerektiren onarım işleri
- major repair
- (Askeri) büyük tamirat
- mean time to repair/restore
- (Bilgisayar) ortalama onarım süresi
- minor repair
- (Askeri) KÜÇÜK ONARIM: Genel olarak, büyük sökme işleri yapılmadan, malzemenin kısa zamanda tekrar çalışır duruma gelmesine imkan veren, bir iki alet kullanmak suretiyle ve pek az malzeme ile hiç malzemeye lüzum kalmadan yapılabilen ve genellikle, malzemenin, onarım için geri kademelere gönderilmesini gerektirmeyen onarım işleri
- minor repair
- (Askeri) küçük onarım
- minor repair
- (Askeri) küçük tamirat
- motor repair park
- (Askeri) MOTORLU ARAÇ ONARIM PARKI: Bir harekat alanında motorlu araçların onarıldıkları park
- nail repair
- tırnak onarma
- organizational repair parts
- (Askeri) BİRLİK ÜZERİNDEKİ ONARIM PARÇALARI: Bir birliğe, kendisinin kullanması için verilmiş parçalar
- railway repair shop
- cer atelyesi
- railway repair shop depot
- (Askeri) DEMİRYOLU ONARIM DEPOSU: ABD Kara Kuvvetlerinin malı olan veya bu komutanlığın kontrolu altında bulundurulan demiryolu malzemesinin depo bakımını yapan tesis
- railway repair shop depot
- (Askeri) demir yolu onarım deposu
- repairable
- {s} telâfi edilebilir
- repairable
- {s} giderilebilir
- repaired
- onarılmış
- repaired
- tamir görmek
- repairer
- tamirci
- repairs
- {i} tamirat
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
- repairs
- (isim) tamirat
- special repair
- özel onarım
- structural repair
- bünyesel onarım
- substantial repair
- (Kanun) esaslı tamir
- temporary repair
- geçici tamirat
- undergo repair(s)
- tamirat görmek
- undergo repair(s)
- onarımdan geçmek
- undergo repair(s)
- tamir görmek
- windscreen repair kit
- (Otomotiv) ön cam tamir kiti