Bu arabanın tamire ihtiyacı var.
- This car needs repairing.
Saatimi John'a tamir ettireceğim.
- I am going to have my watch repaired by John.
Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.
- My house needs major repairs.
Cookie'nin evi onarımdadır.
- Cookie's house is under repair.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?
- Is it possible to repair the washing machine?
Mary büyüyen bir erkek fatmaydı ve arabaları ve traktörleri onarmaktan hoşlanıyordu.
- Mary was a tomboy growing up and liked to repair cars and tractors.
Arabayı tamir etmek çok paraya maloldu.
- It cost a lot of money to repair the car.
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
- I took the radio apart to repair it.
Saatimi John'a tamir ettireceğim.
- I am going to have my watch repaired by John.
Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.
- I hired a professional to repair the stove.
Bu arabanın tamire ihtiyacı var.
- This car needs repairing.
Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.
- I will only buy the car if they repair the brakes first.
Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.
- Tom knows how to repair computers.
Tamirci onarımın uzun sürmeyeceğini söyledi.
- The mechanic said the repair would not take long.
Tamir için ödeme yapmak zorunda kalacaksın.
- You're going to have to pay for the repair.
Bu evin çok fazla onarıma ihtiyacı var, onu yıkmak ve yenisini yapmak daha kolay olacaktır.
- This house needs so many repairs, it would be easier to tear it down and build a new one.
Sami tamirci dükkanındaydı.
- Sami was at the repair shop.
Sami tamirci dükkanındaydı.
- Sami was at the repair shop.
Tamirhaneye gidiyorum.
- I'm going to the repair shop.
Tom kontrol ettirmek için arabasını tamirhaneye getirdi.
- Tom brought his car to the repair shop to have it checked.
Kol saatimin onarılması gerekiyor.
- My watch needs to be repaired.
Bu kırık vazo onarılamaz.
- This broken vase cannot be repaired.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
our annual repair to the mountains.
I heard the visitors repair to their chambers. Jane Eyre, by Charlotte Bronte 1850.
If you look closely you can see the repair in the paintwork.
The car was overall in poor repair before the accident. But after the workshop had it for three weeks it was returned in excellent repair. But the other vehicle was beyond repair.
I took the car to the workshop for repair.
I repaired your automobile for you.
Tom fixed the broken chair.
- Tom repaired the broken chair.
Tom fixed his bicycle.
- Tom repaired his bicycle.
... which not only turns off the body's self-repair mechanisms, ...
... make sure my body's natural self-repair mechanisms are ...