Türkçe - İngilizce
renklenme teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- staining
- (histology) the use of a dye to color specimens for microscopic study the act of spotting or staining something
- Staining is a technique particularly associated with acrylics It is carried out on unprimed cloth, where the colour penetrates the fabric and creates a stain Pigments that penetrate the ground becoming difficult to remove are called staining colours
- present participle of stain
- The act of changing the color of wood without disturbing the texture or markings, through the application of transparent or semitransparent liquids made from dyes, finely divided pigments or chemicals
- A method of finishing furniture by applying colored dyes which penetrate the wood
- (histology) the use of a dye to color specimens for microscopic study
- The step in the finishing process where coloring (stain) is applied to a piece of wood furniture
- the act of spotting or staining something
- renk
- {i} colour
All the colours of the rainbow are black.
-Gökkuşağının bütün renkleri siyahtır.
There are three primary colours and nine secondary colours for a total of twelve colours.
-On iki rengin bir toplamı için üç ana renk ve dokuz ikinci derecede renk vardır.
- renk
- {i} color
The rainbow has seven colors.
-Gökkuşağı yedi renklidir.
Colorless green ideas sleep furiously.
-Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.
- renk
- {i} flush
- renk
- hue
- renk
- (Bilgisayar) colors
How many colors do you see in the rainbow?
-Gök kuşağında kaç tane renk görüyorsun?
The rainbow has seven colors.
-Gökkuşağı yedi renklidir.
- renk
- cab colour
- renk
- tinction
- renklenmek
- colour
- renk
- {i} tint
- Renk
- (Tıp) colo r
- hararet sonucu renklenme
- discoloration
- renk
- color; hue; coloring
- renk
- tincture
- renk
- (someone's) true colors; (someone's) true nature; (someone's) true opinions or beliefs
- renk
- complexion
- renk
- colour [Brit.]
- renk
- coloring
- renk
- colouring [Brit.]
- renk
- color (colour)
- renk
- color, character, quality, tone, complexion
- renk
- colour, color
- renk
- choromo
- renk
- {i} colouring
- renk
- dye
I wouldn't have dyed my hair that color.
-Ben saçımı o renk boyatmazdım.
What color do you want to dye your hair?
-Saçını boyamak için ne renk istersin?
- renklenmek
- to take on a lively note; to become more amusing or interesting; to be given a touch of novelty
- renklenmek
- to become colorful
- renklenmek
- to become colourful, to colour, to color; to become more amusing, to be enlivened
- renklenmek
- color
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
renklenme teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Renklenmek işi
- RENK
- (Osmanlı Dönemi) Bulanık su
- Renk
- nukbe
- Renk
- (Osmanlı Dönemi) SEBİR
- Renk
- (Osmanlı Dönemi) GUN
- Renk
- (Osmanlı Dönemi) NECR
- Renk
- (Osmanlı Dönemi) BÂC
- Renk
- (Osmanlı Dönemi) SEHANE
- Renk
- boya
- renk
- Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum: "Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu."- A. Gündüz
- renk
- Nitelik
- renk
- Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum
- renk
- Nitelik, özellik, ölçü
- renklenmek
- Canlılık, hareket kazanmak
- renklenmek
- Renkli duruma gelmek