Adınız listeden silindi.
- Your name was deleted from the list.
Ben dikkatsizce e-posta adresini sildim ve onun için Yeni Zelandadaki Russel'den rica etmek zorunda kaldım.
- I carelessly deleted your e-mail address and had to ask Russell in New Zealand for it.
DVD silinmiş ve genişletilmiş sahneler içeriyor.
- The DVD contains deleted and extended scenes.
Ben bir cümle değilim.Tatoeba'dan silinmiş olmam gerekir.
- I'm not a sentence. I should be deleted from Tatoeba.
Cümlenin silindiğine sevindin, değil mi?
- You were pleased that the sentence was deleted, weren't you?
Bu örnek cümle silindi.
- This example sentence was deleted.