Bazı dikkat çekici sonuçlar elde ettik.
- We've had some remarkable results.
Tom dikkat çekici bir kişi.
- Tom is a remarkable person.
Tom'un bazı dikkate değer şeyler yaptığını gördüm.
- I've seen Tom do some remarkable things.
O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
- She achieved remarkable results.
O son günlerde İngilizcede kayda değer ilerleme yaptı.
- She has recently made remarkable progress in English.
Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.
- Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment.
Fevkalade bir iş yaptın.
- You've done a remarkable job.
Tom fevkalade genç bir adam.
- Tom is a remarkable young man.
Tom'un olağanüstü bir hafızası var.
- Tom has a remarkable memory.
Sen olağanüstü bir insansın.
- You're a remarkable person.
Onun çok dikkat çekici olduğunu düşündüm.
- I thought that was remarkable.
Onun yaşındaki bir kız için, Mary çok zeki, dikkat çekici düşünceler ifade eder.
- For a girl of her age, Mary expresses very clever, remarkable thoughts.
... ln the Middle East, we have this remarkable convergence ...
... And with regards to health care, you had remarkable details with regards to my pre-existing condition ...