remarkable;

listen to the pronunciation of remarkable;
İngilizce - Türkçe

remarkable; teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

remarkable
dikkat çekici

Tom gerçekten oldukça dikkat çekici bir kişidir. - Tom is really quite a remarkable person.

Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir. - The recent advances in medicine are remarkable.

remarkable
dikkate değer

Tom'un bazı dikkate değer şeyler yaptığını gördüm. - I've seen Tom do some remarkable things.

Tom'un oldukça dikkate değer bir kişi olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is a pretty remarkable person.

remarkable
{s} göze çarpan
remarkable
kayda değer

Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı. - Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment.

İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı. - He made remarkable progress in English.

remarkable
remarkably : dikkate lâyık derecede
remarkable
fevkalade

Tom fevkalade genç bir adam. - Tom is a remarkable young man.

Fevkalade bir iş yaptın. - You've done a remarkable job.

remarkable
harikulade
remarkable
dikkate şayan
remarkable
hatırı sayılır
remarkable
dikkat edilmesi gereken
remarkable
sözü edilmeye değer
remarkable
{s} klas
remarkable
tuhaf
remarkable
{s} olağanüstü

Sen olağanüstü bir insansın. - You're a remarkable person.

Burada olağanüstü şeyler yaptın, Tom. - You've done remarkable things here, Tom.

remarkable
çok

Onun yaşındaki bir kız için, Mary çok zeki, dikkat çekici düşünceler ifade eder. - For a girl of her age, Mary expresses very clever, remarkable thoughts.

Onun çok dikkat çekici olduğunu düşündüm. - I thought that was remarkable.

remarkable
remarkableness : fevkaladelik
remarkable
garip
İngilizce - İngilizce

remarkable; teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

remarkable
{a} observable, worthy of notice, token
Remarkable
markable
remarkable
Someone or something that is remarkable is unusual or special in a way that makes people notice them and be surprised or impressed. He was a remarkable man It was a remarkable achievement + remarkably re·mark·ably The Scottish labour market has been remarkably successful in absorbing the increase in the number of graduates. unusual or surprising and therefore deserving attention or praise
remarkable
{s} striking, noteworthy; extraordinary, exceptional
remarkable
worthy of notice; "a noteworthy fact is that her students rarely complain"; "a remarkable achievement"
remarkable
unusual or striking; "a remarkable sight"; "such poise is singular in one so young"
remarkable
unusual or striking; "a remarkable sight"; "such poise is singular in one so young
remarkable
Worthy of being remarked or noticed; noticeable; conspicuous; hence, uncommon; extraordinary
remarkable;

    Videolar

    ... The five major religions today are all rooted in this remarkable era. ...
    ... to honor and support our remarkable military families ...