Koum'un ailesi Ukrayna'dan Amerika Birleşik Devletlerine göç ettikten sonra yemek fişlerine güvenmek zorundaydı.
- Koum's family had to rely on food stamps after emigrating from Ukraine to the United States.
Tom başkasına güvenmek istemedi.
- Tom didn't want to rely on anyone else.
Tom başkasına güvenmek istemedi.
- Tom didn't want to rely on anyone else.
Bundan sonra sana güvenmek zorunda kalacağım.
- I'll have to rely on you from now on.
Biz onun kararına güvenebiliriz.
- We can rely on his judgement.
Ulaşım için ona güvenebileceğinizi biliyorum.
- I know you can rely on him for transportation.
Onun dakik olmasına güvenebilirsin.
- You can rely upon his being punctual.
Ona güvenebilirsiniz.
- You can rely upon him.
I know I can rely on you.
The city relies on the subway system.
... and even then it sounds like you had to rely on informal networks ...
... that people rely on, to stop working. ...