Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- I'm afraid you're going to have to release Tom.
Tom bugün ceza evinden tahliye ediliyor.
- Tom is being released from prison today.
Tom Pazartesi günü cezaevinden tahliye edildi.
- Tom was released from prison on Monday.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Rehineleri serbest bırakmayı reddettiler.
- They refused to release the hostages.
Polis herhangi bir ek ayrıntıyı serbest bırakmadı.
- Police didn't release any additional details.
Rehineleri serbest bırakmayı reddettiler.
- They refused to release the hostages.
Hayvanları kafeslerinden azat et.
- Release the animals from the cages.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
- It's impossible to release his foot from the trap.
Bu haber neden yayımlandı?
- Why was this news released?
Steve Miller Band, 2010'un Haziranında yeni bir albüm yayınladı.
- The Steve Miller Band released a new album in June of 2010.
Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
- They released the prisoner.
O köpeği serbest bırakmayın.
- Don't release that dog.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- I'm afraid you're going to have to release Tom.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
- It's impossible to release his foot from the trap.
Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
- The hostages will be released tomorrow.
Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
- They released the prisoner.
Teröristler rehineleri serbest bıraktı.
- The terrorists released the hostages.
Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
- Tom was released from prison last month.
Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
- Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released.
Tutukluları serbest bırakıyorum.
- I'm releasing the prisoners.
Topladığımız tüm cümleleri Creative Commons Attribution lisansı altında serbest bırakıyoruz.
- We're releasing all the sentences we collect under the Creative Commons Attribution license.
He released his grasp on the lever.
If you continue to use abusive language, I will need to release the call.
They released the new product later than intended.
They released thousands of gallons of water into the river each month.
He was released after two years in prison.
They marked the occasion with a release of butterflies.
The video store advertised that it had all the latest releases.
work-release program.
... Why they hesitate to release the data? ...
... about five years ago, I was 16. And just about to release my first single Tim McGraw. And ...