Tom serbest bırakmayı reddetti. - Tom refused to let go.
Tom serbest bırakmayı reddetti.
Tom refused to let go.
Onu sıkıca tuttu ve hiç bırakmak istemedi. - She held him tightly and never wanted to let go.
Onu sıkıca tuttu ve hiç bırakmak istemedi.
She held him tightly and never wanted to let go.
Onu bırakmak istemiyorum. - I don't want to let go of it.
Onu bırakmak istemiyorum.
I don't want to let go of it.