Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem.
- I cannot say how much time passed.
Dört evin önünden geçtim.
- I passed by four houses.
Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem.
- I cannot say how much time passed.
Gemi köprünün altından geçti.
- The ship passed under the bridge.
O, sınavı geçmiş olamaz.
- He can not have passed the exam.
Kendimden geçmiş olmalıyım.
- I must've passed out.
Tom sütü bardağa doldurdu ve sonra Mary'ye uzattı.
- Tom poured milk into the glass and then handed it to Mary.
Sınav kâğıtlarını öğretmene uzattım.
- I handed the examination papers in to the teacher.
Annesi geçen yıl öldü.
- Her mother passed away last year.
Yapraklar her geçen gün kırmızıya döndü.
- The leaves turned red as the days passed.