O, sol eliyle yazı yazar.
- She writes with her left hand.
Kule sola doğru hafifçe eğildi.
- The tower leaned slightly to the left.
Kalan biraz şarap var.
- There is little wine left.
Kalan varsa, bana biraz ver.
- If there is any left, give me some.
Sola dönerseniz, postaneyi bulursunuz.
- Turning to the left, you will find the post office.
Sola dönerseniz, kiliseyi sağ tarafınızda bulursunuz.
- If you turn to the left, you will find the church on your right.
Sol taraftaki kapılar açılacak.
- The doors on the left side will open.
Amerikan araçlarda direksiyon sol taraftadır.
- The steering wheels on American cars are on the left side.
O, sol eliyle yazı yazar.
- She writes with her left hand.
Ben sol elimle yazmaya çalıştım.
- I tried to write with my left hand.
Soldaki dolabı aç. Şişeler orada.
- Open the cupboard on the left. The bottles are there.
Soldaki kişi resmin dengesini bozuyor.
- The person on the left ruins the balance of the picture.
Soldan beşinci adamı öp.
- Kiss the fifth man from the left.
Senin odan soldan birinci.
- Your room is the first one on the left.
Dan yemek artıklarını yedi.
- Dan ate the leftovers.
Tom, artıkları ile köpeği besledi.
- Tom fed his leftovers to his dog.