İngilizce - Türkçe
refers to the amount of chemical that enters the body teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- dose
- {i} doz
İlacından bir doz almanın zamanı geldi.
-It's time you had a dose of your medicine.
Sana daha güçlü bir doz vermem gerektiğini biliyordum.
-I knew I should've given you a stronger dose.
- dose
- (Denizbilim) verit
- dose
- miktar
- dose
- düze
- dose
- belli bir dozda ilaç vermek
- dose
- (fiil) dozunu ayarlamak; belli ölçüde ilaç vermek; şaraba alkol katmak
- dose
- (Tıp) Bir ilacın muayyen zamanda alınacak miktarı, doz
- dose
- tatsız bir şey vermek
- dose
- {i} cinsel hastalık kapma
- dose
- ilâç almak
- dose
- (Tıp) Muayyen miktarda ilaç vermek
- dose
- {i} kamışı kırma
- dose
- {i} bir parça
- dose
- bir defada alınan ilâç miktarı
- dose
- belirli miktarda ilâç vermek
- dose
- {f} belli ölçüde ilaç vermek
- dose
- doz,v.dozunu ayarla: n.doz
- dose
- bir doz ilaç ver
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
refers to the amount of chemical that enters the body teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- dose
refers to the amount of chemical that enters the body
Heceleme
refers to the a·mount of che·mi·cal that enters the bo·dyTürkçe nasıl söylenir
rıfırz tı dhi ımaunt ıv kemıkıl dhıt entırz dhi bädiTelaffuz
/rəˈfərz tə ᴛʜē əˈmount əv ˈkeməkəl ᴛʜət ˈentərz ᴛʜē ˈbädē/ /rəˈfɜrz tə ðiː əˈmaʊnt əv ˈkɛməkəl ðət ˈɛntɜrz ðiː ˈbɑːdiː/
Resimler
Favoriler