O gereksiz, sert bir soru.
- That's a redundant, caustic question.
Partiye getirdiğim bira şişeleri gereksizdi; ev sahibinin ailesi bir bira fabrikasına sahipti.
- The bottles of beer that I brought to the party were redundant; the host's family owned a brewery.
Daha başka yorum lüzumsuzdur.
- Any further comment is redundant.
Şu an tiyatrodaki askerler ihtiyaç fazlası yapılmayacaklar.
- Soldiers currently in theatre will not be made redundant.
Şu an tiyatrodaki askerler ihtiyaç fazlası yapılmayacaklar.
- Soldiers currently in theatre will not be made redundant.
... nature be so redundant to create a fundamental theory that is not elegant, not beautiful, ...