Tom declined Mary's invitation.
- Tom Mary'nin davetini reddetti.
I intend to decline his offer to help me.
- Bana yardım etmek için yaptığı teklifi reddetmek niyetindeyim.
I'm not going to deny it.
- Bunu reddetmeyeceğim.
Nobody here is denying that.
- Buradaki hiç kimse onu reddetmiyor.
She rejected my proposal.
- O benim önerimi reddetti.
My neighbor rejected my request to cut his tree.
- Komşu ağacını kesme ricamı reddetti.