They declined our invitation.
- Onlar davetimizi reddetti.
Tom declined to comment on the matter.
- Tom sorunla ilgili yorum yapmayı reddetti.
Tom knew there was no point in denying it.
- Tom bunu reddetmenin hiçbir anlamı olmadığını biliyordu.
I have to deny that request.
- O talebi reddetmeliyim.
My boss rejected the budget for the new project.
- Patron yeni proje için bütçeyi reddetti.
She rejected my proposal.
- O benim önerimi reddetti.