record for evidence, provide with documentary evidence, substantiate

listen to the pronunciation of record for evidence, provide with documentary evidence, substantiate
İngilizce - Türkçe

record for evidence, provide with documentary evidence, substantiate teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

document
belge

Başkan Lincoln bu belgelerin tüm beşini yazdı. - President Lincoln wrote all five of these documents.

Belge tüm bölüm başkanlarına dağıtıldı. - The document was distributed to all department heads.

document
{i} döküman

Burada ki tek problem, bu dökümanların çevirecek birilerinin olmaması. - The only problem here is that there isn't anybody to translate these documents.

Bu dökümanların ne olduğunu biliyor musun? - Do you know what these documents are?

document
{i} evrak

Tom evraklara bir göz atıyor. - Tom is looking through the documents.

İstediğin evrakları masana koydum. - I put the documents you requested on your desk.

document
(Bilgisayar) belge belge
document
(Kanun) vesaik
document
(Kanun) varaka
document
belgelerle kanıtlamak
document
belgelemek

Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu. - I had no alternative but to document the war crimes.

document
belge ile kanıtlamak
document
{i} belge, doküman
document
{i} delil
document
{f} dipnotlar koymak
document
belge,v.belgele: n.doküman
document
{f} belgelere dayandırmak
document
(fiil) belgelemek, kanıtlamak, belgelere dayandırmak, dipnotlar koymak, döküman sağlamak
document
{f} kanıtlamak
İngilizce - İngilizce
{f} document
record for evidence, provide with documentary evidence, substantiate

    Heceleme

    rec·ord for evidence, pro·vide with do·cu·men·ta·ry evidence, sub·stan·ti·ate

    Telaffuz