record for evidence, provide with documentary evidence, substantiate

listen to the pronunciation of record for evidence, provide with documentary evidence, substantiate
İngilizce - Türkçe

record for evidence, provide with documentary evidence, substantiate teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

document
belge

Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü. - He died soon after he received the documents.

Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır. - The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.

document
{i} döküman

Burada ki tek problem, bu dökümanların çevirecek birilerinin olmaması. - The only problem here is that there isn't anybody to translate these documents.

O en önemli dökümanları imzalar. - He signs the most important documents.

document
{i} evrak

Yeni evrak sistemi 4.000$ değerinde. - The new document system is worth $4,000.

Evraka imzamı ekledim. - I attached my signature to the document.

document
(Bilgisayar) belge belge
document
(Kanun) vesaik
document
(Kanun) varaka
document
belgelerle kanıtlamak
document
belgelemek

Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu. - I had no alternative but to document the war crimes.

document
belge ile kanıtlamak
document
{i} belge, doküman
document
{i} delil
document
{f} dipnotlar koymak
document
belge,v.belgele: n.doküman
document
{f} belgelere dayandırmak
document
(fiil) belgelemek, kanıtlamak, belgelere dayandırmak, dipnotlar koymak, döküman sağlamak
document
{f} kanıtlamak
İngilizce - İngilizce
{f} document
record for evidence, provide with documentary evidence, substantiate

    Heceleme

    rec·ord for evidence, pro·vide with do·cu·men·ta·ry evidence, sub·stan·ti·ate

    Telaffuz