Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
- I must return home within a week.
Onlara ihtiyacı olmasa bile kitapları ona iade edeceğim.
- I shall return the books to him even though he doesn't need them.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Bir araba iade etmek istiyorum.
- I'd like to return a car.
Onun tek isteği, geri dönmek ve tek kızını son bir kez görmekti.
- Her one wish was to return and see her only daughter one last time.
İşe geri dönmek istiyorum.
- I want to return to work.
Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.
- A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it.
Tom kaybettiği köpeğinin getirilmesi için bir ödül önerdi.
- Tom offered a reward for the return of his lost dog.
Köpek her gün sahibinin dönüşünü bekledi.
- The dog waited day after day for its master's return.
Yaşam yolunda dönüş yoktur.
- There is no returning on the road of life.
Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
- I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
1900 yılında İngiltere'den ayrıldı, asla geri dönmedi.
- In 1900 he left England, never to return.
Japonya'ya geri dönüş biletin var mı?
- Do you have a return ticket to Japan?
Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
- There is no returning to our younger days.
Ben geçen Pazar Hanako ile karşılaştığımda, üç gün önce döndüğünü söyledi.
- When I met Hanako last Sunday, she said she had returned three days before.
Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
- What does Tom get in return for all the work he's done?
Semptomlar geri gelmedi.
- The symptoms haven't returned.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Tokyo'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Tokyo.
Osaka'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Osaka.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
- I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
O dönene kadar burada beklerim.
- I'll wait here until he returns.
Sen dönene kadar burada olacağım.
- I will be here until you return.
Hemen gemiye geri dön.
- Return to the ship at once.
Sami saat 18'den hemen önce eve döndü.
- Sami returned home just before 6 pm.
Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.
- Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.
Tom yıllardır vergi beyannamesi vermemiş.
- Tom hasn't filed a tax return in years.
O çağrılarımı yanıtlamadı.
- She didn't return my calls.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
- After a long absence, he returned home.
Ne zaman arabayı geri vermek zorundayım?
- When do I have to return the car?
Tom ödünç aldığı kitabı getirmek için geldi.
- Tom came to return a book he'd borrowed.
Onun dönmesi için sabırsızlanıyordu.
- She was impatient for him to return.
Ona bir mektup yazdım ve ona eve erken dönmesini rica ettim.
- I wrote him a letter and asked him to return home soon.
Karşılık olarak ne yapmak zorundayım?
- What do I have to do in return?
Tom karşılık olarak ne istiyor.
- What does Tom want in return?
Ona biraz borç para verdim, halen geri vermedi.
- I lent him some money, but he hasn't returned it yet.
Bu parayı ona geri vermeyi unutmamam lâzım.
- I've got to remember to return this money to him.
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
- After a long absence, she returned home.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
This function returns the number of files in the directory.
Whan Kyng Marke harde hym sey that worde, he returned his horse and abode by hym.
The player couldn't return the serve because it was so fast.
Hand in your return by the end of the tax year.
If one players plays a trump, the others must return a trump.
Do you want a one-way or return?.
It yielded a return of 5%.
Although the birds fly north for the summer, they return here in winter.
I suppose here is none woll be glad to returne – and as for me,’ seyde Sir Cador, ‘I had lever dye this day that onys to turne my bak.’.
You should return the library book within one month.
I expect the house to be spotless upon my return..
... - OH! ( laughs ) - YOU WANT A TURN? ...
... And by 2008 we had licensed data and had turn by turn ...