reşit

listen to the pronunciation of reşit
Türkçe - İngilizce
(isim) Adult
of full age
major, of full legal age
(someone) who has come of age, who has reached the age of discretion
of sound mind
of age

She died before coming of age. - O reşit olmadan önce öldü.

My daughter will come of age this year. - Benim kızım bu yıl reşit olacak.

mature
of legal age
major
reşit kimse
major
reşit olma
age

She died before coming of age. - O reşit olmadan önce öldü.

reşit olmak
to come of age, to be of age
reşit olmak
come of age
reşit olmama
minority
reşit olmama
nonage
reşit olmayan
underage
reşit olmayan
minor

The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors. - Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti.

Minors can't come in here. - Reşit olmayanlar buraya giremez.

reşit olmayan kimse
minor

The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors. - Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti.

Türkçe - Türkçe
Ergin
reşit olmak
Erginleşmek
reşit