raw(a) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- raw material
- hammadde
Japonya, Çin'den hammadde ithal eder ve Çin'e hazır ürün ihraç eder.
- Japan imports raw materials from China and exports finished products to it.
Odun, kağıt üretimi için bir hammaddedir.
- Wood is the raw material for making paper.
- raw
- {s} çiğ
Benim için sürpriz oldu, onlar eti çiğ yediler.
- To my surprise, they ate the meat raw.
Çiğ balık şöyle dursun,ızgara balıktan hoşlanmam.
- I don't like grilled fish, let alone raw fish.
- raw
- tecrübesiz
- raw
- {i} bamteli
- raw
- {i} derisi soyulmuş yer
- raw
- {i} yara
- raw
- {s} çiğ, pişmemiş: raw meat çiğ et
- raw
- {s} ham, işlenmemiş: raw material hammadde. raw silk ham ipek
- raw
- {i} açık yara
- raw
- {s} işlenmemiş
Gemi işlenmemiş pamuk taşıyor.
- The ship is carrying raw cotton.
İşlenmemiş veriye bakalım.
- Let's look at the raw data.
- raw
- {s} olmamış
- raw
- {i} hassas nokta
- raw
- {i} hammadde
Japonya, Çin'den hammadde ithal eder ve Çin'e hazır ürün ihraç eder.
- Japan imports raw materials from China and exports finished products to it.
Odun, kağıt üretimi için bir hammaddedir.
- Wood is the raw material for making paper.
- raw
- acıyan
- raw
- nemli
- raw
- acemi
- raw
- (yiyecek) pişmemiş
- raw
- deneyimsiz
- raw
- (cilt) ağrılı
- raw
- (hava) soğuk ve yağışlı
- raw
- (insan) eğitilmemiş
- raw
- ham
Japonya ham madde açısından ithalata bağımlıdır.
- Japan depends on imports for raw materials.
Japonya ham maddelerinin çoğunu ithal etmek zorunda.
- Japan has to import most of its raw materials.
- raw cotton
- ham pamuk
- raw data
- işlenmemiş veri
İşlenmemiş veriye bakalım.
- Let's look at the raw data.
- raw data
- ham veri
- raw deal
- adilik
- raw deal
- haksızlık
- raw hide
- ham deri
- raw rubber
- ham kauçuk
- raw silk
- ham ipek
- raw spirits
- saf ispirto
- raw steel
- ham çelik
- raw stuff
- ham madde
- raw sugar
- ham şeker
- raw vegetable
- çiğ sebze
- raw
- (Bilgisayar) İşlenmemiş, üzerinde işlem yapılmamış
- raw
- {s} soğuk ve rutubetli
- raw
- (Mühendislik) ham, işlenmemiş, tabii
- raw almonds
- Kabuksuz badem
- raw ash
- ham kül
- raw beauty
- ham güzellik
- raw boned
- ham kemikli
- raw brick
- firinlanmamis tuğla
- raw crayfish
- pişmemiş kerevit
- raw edge
- ham kenar
- raw edges
- ham kenarları
- raw fish
- çiğ balık
- raw food
- pişmemiş yiyecek
- raw ham
- çiğ jambon
- raw hide
- gizlemek ham
- raw juice
- ham şerbet
- raw juice pump
- ham şerbet pompası
- raw meat
- çiğ et
Ben, köpeğimi asla çiğ etle beslemem.
- I never feed my dog raw meat.
Çiğ et yeme dürtüsüne karşı koyamıyorum.
- I can't resist the urge to eat raw meat.
- raw memory
- ham bellek
- raw peanut
- çiğ fıstık
- raw recruit
- (Silahlı kuvvetlere gönüllü olarak yazılmış/askere alınmış) acemi er
- raw sienna
- ham Sienna
- raw speed
- ham hız
- raw stock
- (Film) Ham film
- raw sugar liquor
- rafineri kleresi
- raw sugar mixer
- ham şeker maysesi
- raw talent
- ham yetenek
- raw vegetable
- çığ sebze
- raw water
- (Mühendislik) ham su
- raw weather
- ham hava
- raw
- terbiye edilmemiş bükülmemiş
- raw
- {s} pişmemiş
- raw
- {s} taze
Taze çiğ sebze yemeği sever.
- She likes to eat fresh raw vegetables.
- raw
- the ile sıyrık
- raw
- {s} kavrulmamış
- raw
- derisi sıyrılmış
- raw
- {s} saf
- raw
- {s} açık saçık
- raw
- {s} terbiye edilmemiş
- raw
- {s} müstehcen
- raw
- çıplak
- raw
- in the raw doğal halde
- raw
- {s} haksız
Tom'a kesinlikle haksız muamele gördü.
- Tom definitely got a raw deal.
Tom'un haksızlığa uğradığını düşünüyorum.
- I think Tom got a raw deal.
- raw
- {s} açık
- raw
- olgunlaşmamış
- raw
- {s} toy
- raw
- {s} olgunlaşmamış. 5
- raw
- {s} hassas
- raw
- tasfiye olunmamış
- raw
- {s} derisi soyulmuş
- raw deal
- (deyim) haksiz muamele
- raw hemp
- (Tekstil) ham kenevir
- raw material inventory
- (Ticaret) ham madde stoku
- raw materials
- hammadde
Japonya, Çin'den hammadde ithal eder ve Çin'e hazır ürün ihraç eder.
- Japan imports raw materials from China and exports finished products to it.
- raw score
- (Askeri) HAM NOT, İŞLENMEMİŞ NOT: Bir testin ortaya koyduğu sonuca göre tespit edilen ve sabit bir değerin muhtemel eklenmesi veya çıkarılması dışında, üzerinde, hiçbir şekilde düzeltme veya değişiklik yapılmamış olan bir not
- raw sewage
- arıtılmamış pissu
- raw wool
- (Tekstil) ham yün, yağıltılı yün
- existing raw materials
- eldeki hammadde
- chinese raw silk
- çin ham ipeği
- create from raw material
- ham maddeden üret
- create from raw stuff
- ham maddeden üret
- creating from raw materials
- ham maddeden üretme
- touch on the raw
- can evinden vurmak
- touch sb on the raw
- bamteline basmak
- come the raw prawn on
- (deyim) Kandırmaya çalışmak, yutturmak
- come the raw prawn on
- üzerinde çiğ karides geliyor
- come the raw prawn over
- (deyim) Kandırmaya çalışmak, yutturmak
- come the raw prawn with
- (deyim) Kandırmaya çalışmak, yutturmak
- first product raw sugar
- ilk ürün ham şekeri
- first raw sugar
- ilk ham şeker
- hit a raw nerve
- (deyim) Hassas bir konuya/noktaya değinmek
- in a raw
- bir ham
- in raw
- Çiğ olarak
- reversal raw stock
- inverzibl pelikül, evrilir boş film
- second raw sugar
- ham şeker son ürünü
- to give sb. a raw deal
- sb vermek. Bir haksızlık
- touch a raw nerve
- bir ham sınır dokunuş
- touch a raw nerve
- Hassas bir konuya değinmek
- touch a raw nerve
- (deyim) Hassas bir konuya/noktaya değinmek
- touch on the raw
- (sb) bamteline basmak
- touch so. on the raw
- dokunma öyle. üzerinde ham
- give s.o. a raw deal
- birine haksızlık etmek
- in the raw
- ham olarak
- in the raw
- doğal halinde
- in the raw
- çiğ olarak
- in the raw
- anadan doğma
- in the raw
- çırılçıplak
- in the raw
- doğal halde, işlenmemiş
- in the raw
- (deyim) dogal halde,butun hosa gitmeyen goruntuler meydanda
- in the raw
- işlenmemiş halde
- in the raw
- k.dili. çıplak
- industrial raw material
- endüstriyel hammadde
- life in the raw
- uygarlıktan uzak yaşam
- original raw materials
- el değmemiş hammadde
- protocol raw
- (Bilgisayar) iletişim kuralı raw
- reversal raw stock
- (Sinema) inverzibl pelikül
- reversal raw stock
- (Sinema) evrilir boş film
- textile raw material
- tekstil hammaddesi
- tiff raw g3
- (Bilgisayar) tıff değiştirilmemiş g3
- touch smb. on the raw
- bamteline basmak
- touch smb. on the raw
- yarasına parmak basmak
- touch smb. on the raw
- yarasını deşmek
- touch somebody on the raw
- can damarına basmak
- touch somebody on the raw
- yarasına parmak basmak
- unprocessed raw materials
- (Ticaret) ilkel ham maddeler
- unprocessed raw materials
- (Ticaret) işlenmemiş ürünler