Türkçe - İngilizce
rampalı teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- ramp
- To stand in a rampant position
- An inclined surface that connects two levels; an incline
- Remote Access Management Program A project carried out by Information and Educational Technology to provide remote access services to faculty See the RAMP Project Report
- To climb, to slope from one level to another, an inclined plane
- means an inclined walking or working surface that is used to gain access to one point from another, and is constructed from earth or from structural materials such as steel or wood (see structural ramp)
- to behave violently; to rage
- Rapid Acquisition and Manufacture of Parts
- The aircraft parking area at an airport, usually adjacent to a terminal
- – Risk Assessment Management Process
- stand with arms or forelegs raised, as if menacing
- A highwayman; a robber
- a mobile staircase that is attached to the doors of an airliner at an airport
- an inclined surface or roadway that moves traffic from one level to another
- creep up -- used especially of plants; "The roses ramped over the wall"
- an inclined traffic way leading from one elevation to another (such as an inclined, usually steep, approach to a bridge)
- An oblique or sloping interior road to mount the terreplein of the rampart
- Ramps, also known as wild leeks, are wild onions, which resemble scallions with broader leaves They can be found in specialty produce markets from March to June and grow from Canada to the Carolinas Although the garlicky-onion flavor of ramps is a bit stronger than leek, scallion, or onion, it can often be used as a substitute for any of those three
- The apron or open "tarmac" in form of an FBO or terminal facility This space is busy, used for deplanement, parking of aircraft, etc Some facilities will permit automobiles to drive to the aircraft on the ramp, a feature of real benefit to the traveler with heavy or bulky luggage
- Inclined plane connecting separate levels
- rampa
- ramp
Ski jumping is a sport in which skiers go down a ramp, jump and try to land as far as possible.
-Kayakla atlama kayakçıların bir rampadan indiği, atladığı ve mümkün olduğunca uzağa inmeye çalıştığı bir spordur.
They had to build hundreds of miles of ramps and bridges.
-Onlar yüzlerce mil rampa ve köprüler yapmak zorundaydı.
- rampa
- {i} raise
- rampa
- platform
- rampa
- launching pad
The rockets were fired from a launching pad.
-Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi.
- rampa
- (Otomotiv,Teknik) access ramp
- rampa
- pitch
- rampa
- pipe
- rampa
- launching platform
- rampa
- ramp, access ramp, gradient, upgrade; loading ramp
- rampa
- incline, slope, grade (in a road or construction site)
- rampa
- gauntry
- rampa
- boarding
- rampa
- ascent
- rampa
- pad
The rockets were fired from a launching pad.
-Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi.
The rocket exploded on the launch pad.
-Roket, fırlatma rampası üzerinde patladı.
- rampa
- gantry scaffold
- rampa
- gantry
- rampa
- ramp (used as an access or exit to a freeway, used to connect two thoroughfares)
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
rampalı teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Yokuşu olan
- RAMPA
- (Osmanlı Dönemi) Trenin eşya almağa mahsus yanaştığı set
- RAMPA
- (Osmanlı Dönemi) Fr. İki geminin birbirine veya bir geminin iskeleye yanaşıp bitişmesi
- RAMPA
- (Osmanlı Dönemi) Şose veya demiryolundaki yokuş
- rampa
- Bir karayolunun yokuş bölümü
- rampa
- Bir yolun yokuş olan bölümü
- rampa
- Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması. İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk
- rampa
- Füzeli mermi veya makinelerin, havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek
- rampa
- Bir arazinin, bir karayolunun, bir demiryolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü
- rampa
- Füzeli mermi veya makinelerin,havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek
- rampa
- Bir vagonu raya sokmak veya raydan çıkarmak için kullanılan araç
- rampa
- Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması
- rampa
- Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü: "Tren, rastgele bir yerlere gidiyor, rampalarda, küçük istasyonlarda saatlerce duruyordu."- R. N. Güntekin. Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set
- rampa
- Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set
- rampa
- Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü
- rampa
- İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk