I can easily wait till tomorrow.
- Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
People often live comfortably in the suburbs.
- İnsanlar genelde banliyölerde rahatça yaşamaktadır.
Are you sitting comfortably?
- Rahatça oturuyor musun?
Sami could move freely around the prison.
- Sami cezaevinde rahatça dolaşabilirdi.