Onun isteği yerine getirilmediği için o öfkeli.
- He's raging because his wish hasn't been granted.
Tom hiddetle üzerime sıçradı.
- Tom sprang at me in a rage.
Kasırga hiddetlenmeye devam etti.
- The hurricane continued to rage.
Çocuk öfkesinde çaresizdir.
- The child is helpless in his rage.
Tom öfke gözyaşlarıyla ağladı.
- Tom cried tears of rage.
Fırtına üç gün şiddetle devam etti.
- The storm raged for three days.
Fırtına bütün o gece şiddetle esmişti.
- The storm raged fiercely all that night.