röportaj

listen to the pronunciation of röportaj
Türkçe - İngilizce
interview

We'll give an interview in the afternoon. - Öğleden sonra bir röportaj vereceğiz.

We ran out of time and had to cut short the interview. - Zamanımız bitti ve röportajı kısa kesmek zorunda kaldım.

reportage
radio, television program which gives a detailed report on a particular topic
report; reportage; interview; commentary, running commentary
newspaper feature report, piece of detailed feature reporting (usually given in installments)
report

According to newspaper reports, there was an airplane accident last evening. - Gazete röportajına göre, dün akşam bir uçak kazası vardı.

commentary
to interview
röportaj yapmak
interview

I'd like to interview them. - Onlarla röportaj yapmak isterim.

Tonight, I'll have to do an interview. - Bu gece bir röportaj yapmak zorunda kalacağım.

röportajlar
interviews

The readers are the real target of interviews. - Okuyucular, röportajların asıl hedefidir.

radyo röportaj
(maç) running commentary
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Fr. Bir gazete muharririnin gördüklerini anlatan yazısı
Soru ve cevaba dayalı gazete veya dergi yazısı: "Ben vaktiyle hayata İstanbul gazetelerine röportaj yapan bir genç olarak katılmıştım."- H. E. Adıvar
Soru ve cevaba dayalı gazete veya dergi yazısı
Kitle iletişim araçlarında çalışan habercinin araştırma ve soruşturma sonucunda hazırlamış olduğu program, mülakat
mülakat
röportaj