Tom Mary'den epeyce daha genç.
- Tom is quite a bit younger than Mary.
Tom bize senin hakkında epeyce şey söyledi.
- Tom has told us quite a bit about you.
Onu epeyce daralttığını söyleyebilirim.
- I'd say that narrows it down quite a bit.
Tom Mary'den epeyce daha genç.
- Tom is quite a bit younger than Mary.
Japonya'da yağış mevsimi boyunca Haziran ayı ortalarından Temmuz ortasına kadar sık sık yağmur yağar.
- In Japan, it rains quite a bit during our rainy season which is from mid-June until mid-July.
Tom ve ben sık sık konuşuruz.
- Tom and I speak quite a bit.
Ben bir lokma daha yiyemedim.
- I couldn't eat another mouthful.
... the danger is that this is not we talk about you this quite a bit at the ...
... on not in the old days businesses use to do quite a bit of that so i i ...