quickly.

listen to the pronunciation of quickly.
İngilizce - Türkçe
çabucak

Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım. - Let's complete this picture quickly.

Çocuk çabucak öğreniyor. - The child is learning quickly.

hızla

Tartışma hızla kontrolden çıktı. - The argument quickly got out of control.

O, hızla yaşlanıyordu. - She was aging quickly.

süratle
hızlıca

Hastalığın hızlıca yayılmasını önlemek kolay bir görev değildi. - To prevent the disease from spreading quickly was not an easy task.

Aradığı kelimeyi bulmak için sayfayı hızlıca taradı. - He quickly scanned the page for the word he was looking for.

tez
aceleyle

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu. - At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.

şipşak
smartly
şık

O, şık bir şekilde giyinmişti. - She's smartly dressed.

quickly
çabuk

Lütfen mümkün olduğunca çabuk eve gel. - Please come home as quickly as possible.

Birinci Dünya Savaşı, çabuk ve kolay sona ermedi. - World War One did not end quickly or easily.

smartly
akıllıca uyanıkça zevkli etkili
quickly
acele

Biz hepimiz öleceğiz, bazılarımız çabucak, diğerleri acele etmeyecek. - We will all die, some quickly, others will take their time.

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu. - At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.

quickly
yel gibi
quickly
şıp diye
quickly
hızlı şekilde

Çok hızlı şekilde hareket etmek zorundayız. - We have to move very quickly.

Ses çok hızlı şekilde hareket eder. - Sound travels very quickly.

quickly
hızlı

İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı. - The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.

Koşabildiğim kadar hızlı koştum. - I ran as quickly as I could.

swith
SWIFT
quickly.