Onun yalan söylediği sonucuna varmada çok aceleci davrandım.
- I was too hasty in concluding that he was lying.
Sami aceleci bir sonuca vardı.
- Sami drew a hasty conclusion.
Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
- We ate a hasty meal and left immediately.
Şimdi acele etme, lütfen.
- Now don't be hasty, please.
Bu hızlı bir çeviriydi.
- This was a hasty translation.