Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
- Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
Üçü çeyrek geçe gelecekler.
- He'll come at quarter past three.
Tom bazı bölgelerde çok kötü bir üne sahip.
- Tom has a very bad reputation in certain quarters.
Yediyi çeyrek geçe akşam yemeğini yerim.
- I eat dinner at quarter past seven.
Ben mahalleme gidiyorum.
- I'm going to my quarters.
Tom mahallesinde kalmalıdır.
- Tom must remain in his quarters.
Sincaplar gömdükleri fıstıkların sadece dörtte birini bulurlar.
- Squirrels only find a quarter of the nuts that they bury.
Ben pastanın dörtte birini yedim.
- I ate a quarter of the cake.
Kışlalarınıza geri dönün.
- Return to your quarters.
Bunlar sizin kışlalarınız.
- These are your quarters.
Amerikan parasında, bir çeyrek 25 sent; 4 çeyrek bir dolar yapar.
- In American money, a quarter is 25 cents; 4 quarters make a dollar.
Hiç çeyrek doların var mı?
- Do you have any quarters?
Dörde bölünmüş Çin lahanasını biraz geniş şeritler halinde kesin.
- Cut the quartered pak-choi into, slightly wide, strips.
Seni semtine götüreceğim.
- I'll take you to your quarters.
Kent merkezi sözcüğü, herhangi bir kentin iş semti anlamına gelir.
- The word downtown refers to the business quarter of any town.
One of these is 1 Hen. V, cap. 10, defining the quarter of corn to be eight struck bushels, and putting fines on purveyors who take more.
And aboute the fourth quartre of the nyght, he cam unto them, walkinge apon the see .
... high school degree, you had to pass an exam. If you graduated in the top quarter of your ...
... the last 200 years. To go from a quarter of a billion to half ...