puts the specified element into the dictionary, using the specified key

İngilizce - Türkçe

puts the specified element into the dictionary, using the specified key teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

put

açmak

put

atfetmek

put

(Ticaret) satma opsiyonu

put

şişmanlamak

put

çıkarmak

Seni çıkarmak istemiyorum. - I don't want to put you out.

Bu kazak çıkarmak ve giymek için rahat. - This sweater is comfortable to take off and put on.

put

neşretmek

put

oya sunmak

put

bahis tutuşmak

put

{f} yatırım yapmak

put

koşmak

put

fırlatmak

put

{f} atmak

Belki onu başımdan atmak için bir şey yaptım. - Maybe I did something to put him off.

Seni asla bir tehlikeye atmak istemedim. - I never meant to put you in any danger.

put

{f} bırakmak

Ben geçmişi arkamızda bırakmak istiyorum. - I'd like to put the past behind us.

Hayatının onun ellerine bırakmak istediğinden emin misin? - Are you sure you want to put your life in her hands?

put

zorlamak

put

{f} (put, --ting) koymak, yerleştirmek

put

{i} atış

Gitmeden bir şeyler atıştırmalısın. - You should put something in your stomach before you go.

put

hareketsiz

put

reye koymak

put

sabit

Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. - Sitting still he tried to put his best foot forward.

put

{f} yüklemek

İngilizce - İngilizce

puts the specified element into the dictionary, using the specified key teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

put

Heceleme

puts the spe·ci·fied el·e·ment in·to the dictionary, us·ing the spe·ci·fied key