Onun istenilenden çok farklı bir etkisi vardı.
- It had an effect very different from the one intended.
Bu ürün özel kullanım için tasarlanmıştır.
- This product is intended for private use only.
Bu Tarih ders kitabı lise öğrencileri için tasarlanmış.
- This History textbook is intended for High school students.
Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.
- This textbook is intended for foreign students.
Genç insanlara yönelik kitaplar iyi satacaktır.
- Books intended for young people will sell well.
İşler planlandığı gibi gitmedi.
- Things did not go as intended.
Tom Mary'ye her şeyi söylemeyi planladı.
- Tom intended to tell Mary everything.