Seni umursamazlığın yüzünden cezalandırıyorum.
- I'm punishing you for your negligence.
Onları ne için cezalandırıyorsun?
- What are you punishing them for?
İsyancıları cezalandırmak için ona ısrar etti.
- They urged him to punish the rebels.
Tom beni cezalandırmak istedi.
- Tom wanted to punish me.
Bay White sınavda kopye çektiği için çocuğu cezalandırdı.
- Mr White punished the boy for cheating on the examination.
O, yalan söylediği için cezalandırıldı.
- Because he lied, he was punished.
... and lift sanctions that are in some ways punishing the people of Iran and emboldening the government. ...
... there are any plans to normalize trade relations and lift sanctions that are in some ways punishing ...