Tanıtım konusunda endişelenmek zorunda değilsin.
- You don't have to worry about publicity.
Biz herhangi bir kötü tanıtım istemiyoruz.
- We don't want any bad publicity.
O sadece ucuz bir reklam kampanyası.
- That's just a cheap publicity stunt.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük reklam kampanyası.
- This is the biggest publicity stunt I've ever seen.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük reklam kampanyası.
- This is the biggest publicity stunt I've ever seen.
O sadece ucuz bir reklam kampanyası.
- That's just a cheap publicity stunt.
Mürekkeple yazmak zorunda mıyım?
- Do I have to write in ink?
Bu formda bir mürekkep lekesi yaptım.
- I got an ink blot on this form.
Tom'un şöhretten nefret ettiğini duydum.
- I heard Tom hates publicity.
The TSA has been getting a lot of ink lately.
... used for people who care about publicity, who care about ...