We have a score to settle.
- Yerleşmek için bir puanımız var.
He scored 85 on the exam.
- O, sınavda 85 puan aldı.
And finally, twelve points to Estonia!
- Son olarak, on iki puan Estonya'ya!
Our team is five points ahead.
- Bizim takımımız beş puan ilerdedir.
Her dress is blue with white polka dots.
- Onun elbisesi beyaz pulka puanlı mavidir.
Her skirt is yellow with polka dots.
- Onun eteği puantiyeli sarıdır.
These are graded on a hundred-point scale.
- Bunlar yüz puanlık bir ölçekte derecelendirilir.
They got an award for good grades.
- İyi puanlar için bir ödül aldılar.
Tom has always had a perfect credit score.
- Tom'un her zaman mükemmel bir kredi puanı vardı.
Our team is five points ahead.
- Bizim takımımız beş puan ilerdedir.
We lost by two points.
- Biz iki puanla kaybetti.
At worst, I will get an average mark.
- En kötü ihtimalle, ortalama bir puan alacağım.
He got 90 marks in his English test.
- O, İngilizce sınavında 90 puan aldı.