Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum.
- Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway.
Lütfen bana kaza detayları veriniz.
- Please give me the details of the accident.
Son bölümü ayrıntılı olarak açıklar mısın?
- Will you explain the last part in detail?
Ayrıntıları bilmiyorum.
- I don't know the details.
Geçimini sağlayacak büyük bir ailem var.
- I have a large family to provide for.
O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.
- Young as he is, he has a large family to provide for.
Senin ve erkek kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
- I'm trying my best to provide for you and your brother.
O ihtiyaçlarını karşılamak için bir karıya ve iki küçük çocuğa sahiptir.
- He has a wife and two young children to provide for.
Lütfen bana kaza detayları veriniz.
- Please give me the details of the accident.
Tom detayları hatırlayamadı.
- Tom couldn't recall the details.
Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum.
- He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life.
Ayrıntıları bilmiyorum.
- I don't know the details.
Anlaşmanın ayrıntıları sözleşmede belirtilir.
- The details of the agreement are set forth in the contract.
Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum.
- He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life.