He protested against the new plan.
- O yeni planı protesto etti.
He said the South had good reason to protest.
- Güney'in protesto etmek için iyi bir nedeni olduğunu söyledi.
Beth protested, but her mother reminded her that she was incredibly fat.
- Beth protesto etti, ancak annesi onun inanılmaz şişman olduğunu hatırlattı.
All the students protested against the war.
- Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.