Tom Mary'le ilgili çok koruyucu.
- Tom is very protective of Mary.
İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir.
- Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.
İnsan ailesini korumak zorundadır.
- One has to protect his family.
Tom Mary'yi korumak için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to protect Mary.
İnsan ailesini korumak zorundadır.
- One has to protect his family.
Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.
- Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests.
Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.
- They know the importance of protecting the earth.
O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı.
- He made an admirable speech about protecting the environment.
... say, the technical needs of protective parents, school systems, and enterprises are convergent ...