Grace'in evde olup olmadığını biliyor musunuz?
- Do you know whether or not Grace is at home?
Onun iyi olup olmadığını bilmiyorum.
- I do not know whether it is good or not.
Önemli olan tek şey senin öğretmeninin senin raporunun yeterince iyi olup olmadığını düşünmesidir.
- The only thing that matters is whether or not your teacher thinks your report is good enough.
O, bana orada kimsenin olup olmadığını sordu.
- He asked me whether anybody was there.
O, bana orada kimsenin olup olmadığını sordu.
- He asked me whether anybody was there.
Önermenin geçerli olup olmadığı üzerinde düşünmelisin.
- You ought to think over whether the premise is valid or not.
Sizin başarınız STEP sınavını geçip geçmemenize bağlıdır.
- Your success depends on whether you pass the STEP examination or not.
Kazanmak için ister Lions'ları ister Tiger'ları seç, sonucu şansa bağlıdır. Çünkü her iki takım eşit olarak güçlüdür.
- Whether you pick the Lions or Tigers to win, the result will be a toss-up because both teams are equally strong.