Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.
- The event was forgotten in progress of time.
Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
- The rough terrain checked the progress of the hikers.
Petrol,Japon sanayinin gelişiminde önemli bir rol oynadı.
- Oil has played an important part in the progress of Japanese industry.
Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.
- Chemistry has made notable progress in recent years.
İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı.
- He made remarkable progress in English.
O, İngilizcesinde az gelişme yaptı.
- He has made little progress in his English.
Tom çok ilerici, değil mi?
- Tom is very progressive, isn't he?
Hey, ilerici olanı hatırlıyor musunuz?
- Hey, remember the progressive one?
Onun politikaları çok yenilikçi idi.
- His policies were too progressive.
Tom henüz çok aşama kaydetmedi.
- Tom hasn't made much progress yet.
Tom sürekli ilerleme kaydetti.
- Tom has made steady progress.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
- He is making good progress in playing the piano.
Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.
- The event was forgotten in progress of time.
Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
- The rough terrain checked the progress of the hikers.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
İleri gitmek kaçınılmaz.
- Progress is unavoidable.
Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
- Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
Hey, ilerici olanı hatırlıyor musunuz?
- Hey, remember the progressive one?
They progress through the museum.
Societies progress unevenly.
progressive paralysis.
progressive business leadership.