Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
- The rough terrain checked the progress of the hikers.
Çalışmalarında ilerleme kaydettin mi?
- Have you made progress in your studies?
Petrol,Japon sanayinin gelişiminde önemli bir rol oynadı.
- Oil has played an important part in the progress of Japanese industry.
Onun sınıftaki gelişimi beni cesaretlendiriyor.
- I am encouraged by his progress in class.
Tom Fransızcada büyük gelişme sağlıyor.
- Tom is making great progress in French.
İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı.
- He made remarkable progress in English.
Ben oldukça ilericiydim.
- I'm pretty progressive.
Tom çok ilerici, değil mi?
- Tom is very progressive, isn't he?
Onun politikaları çok yenilikçi idi.
- His policies were too progressive.
Tom henüz çok aşama kaydetmedi.
- Tom hasn't made much progress yet.
Tom sürekli ilerleme kaydetti.
- Tom has made steady progress.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
- He is making good progress in playing the piano.
O, bu makineyi kullanmada iyi ilerleme kaydetti.
- He made good progress in handling this machine.
Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
- The rough terrain checked the progress of the hikers.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
İleri gitmek kaçınılmaz.
- Progress is unavoidable.
Ben oldukça ilericiydim.
- I'm pretty progressive.
Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
- Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
They progress through the museum.
Societies progress unevenly.
progressive paralysis.
progressive business leadership.