programlama teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- programing
- programming [Brit.]
- programming
Tom got good at programming in JavaScript.
- Tom JavaScript programlamada iyileşti.
Tom is pretty good at computer programming.
- Tom bilgisayar programlamada oldukça iyidir.
- (Bilgisayar) computing
- (Havacılık) schedule
- programme
- setparam
- programmed
- coding
- programlamak
- {f} program
It took me several hours to program it.
- Onu programlamak birkaç saatimi aldı.
To me, computer programming is an interesting endeavor.
- Bana göre, bilgisayar programlamak ilginç bir çabadır.
- Programlama Planı
- (Askeri) programming plan
- programlama desteği
- programming support
- programlama dili
- programing language
- programlama esnekliği
- programming flexibility
- programlama sistemi
- programming system
- programlama ve intikal
- (Askeri) scheduling and movement
- programlamak
- {f} schedule
- genetik programlama
- (Bilgisayar) genetic programming
- matematik programlama
- (Ticaret) mathematical programming
- programlamak
- (Bilgisayar) code
- programla
- {f} program
Tom got good at programming in JavaScript.
- Tom JavaScript programlamada iyileşti.
I can write programs in Visual Basic.
- Visual Basic ile programlar yazabiliyorum.
- programla
- {f} programming
PHP is a web programming language.
- PHP bir web programlama dilidir.
Tom is pretty good at computer programming.
- Tom bilgisayar programlamada oldukça iyidir.
- programlamak
- {f} condition
- bilgisayar teknolojisi ve programlama
- Computer Technologies and Programming
- Planlama, Programlama Ve Bütçe Hazırlama Sistemi
- (Askeri) Planning, Programming, and Budgeting System
- ateşlemeyi geciktirme düzeni; personel istihkak listesi; assembler programlama d
- (Askeri) permissive action link; personnel allowance list; program assembler language
- doğrusal programlama
- linear programming
- elektronik harp birleştirilmiş yeniden programlama
- (Askeri) electronic warfare integrated reprogramming
- en az geciktirmeli programlama
- (Bilgisayar,Teknik) minimum latency programming
- evrimsel programlama
- (Bilgisayar) evolutionary programming
- genetik programlama teorileri
- (Pisikoloji, Ruhbilim) genetic programming theories
- görüntüleme sistemi programlama dili
- (Askeri) display system programming language
- heuristic programlama
- heuristic programming
- ikiyıllık planlama, programlama ve bütçeleme sistemi
- (Askeri) bi-annual planning, programming, and budget system
- kullanımı kolaylaştırıcı sembolik programlama dili
- FORTRAN
- lineer programlama
- linear programming
- makro programlama
- macro programming
- mikro programlama
- (Elektrik, Elektronik) microprogramming
- modüler programlama
- modular programming
- müşterek elektronik harp yeniden programlama koordinasyonu
- (Askeri) joint coordination of electronic warfare reprogramming
- optimum programlama
- optimum programming
- otomatik programlama
- automatic programming
- programla
- schedule
Tom and Mary take every opportunity to find time in their busy schedules to spend time together.
- Tom ve Mary birlikte vakit geçirmek için kendi yoğun programları içinde zaman bulmak için her fırsatı değerlendirirler.
He is forgetful sometimes so never forget to remind him about the schedules.
- O bazen unutkan olduğu için ona programları hatırlatmayı unutma.
- programla
- programme
I thought you might be interested in trying some of these games I programmed.
- Programladığım bu oyunlardan bazılarını denemekle ilgilenebileceğini düşündüm.
She programmed her computer.
- O, bilgisayarını programladı.
- programlamak
- to program
It took me several hours to program it.
- Onu programlamak birkaç saatimi aldı.
- programlamak
- programme [Brit.]
- programlamak
- to programme, to program
- programlamak
- {f} programme
- rastgele erişimli programlama
- random-access programming
- seri programlama
- serial programming
- sezgisel programlama
- heuristic programming
- simgesel programlama
- symbolic programming
- sistem programlama
- systems programming
- yapısal programlama
- structural programming
- yorumlamalı programlama
- interpretive programming
- yönetimsel programlama
- business programming
- zırhlı keşif görevi; otomatik programlama çağrısı
- (Askeri) armored scout mission; automated scheduling message
- özel harekat tümeni; strateji ve seçenek kararı (Planlama, Programlama ve Bütçel
- (Askeri) special operations division; strategy and options decision (Planning, Programming, and Budgeting System)