O, İngilizcede yeterlidir.
- He is proficient in English.
İngilizcede yeterliyse, onu işe alırım.
- If he's proficient in English, I'll hire him.
Tom oldukça becerikli, değil mi?
- Tom is quite proficient, isn't he?
En çok hangi yabancı dilde uzmanlaşmış bulunuyorsunuz?
- Which foreign language are you most proficient in?
Fransızca'da uzman birisini arıyoruz.
- We are looking for someone who is proficient in French.